Sinan hep anlatırdı Mustafa diye bir arkadaşının olduğunu. Resimlerini görmüştüm, akşamları arabayla gezerlermiş gençliklerinde sabahlara kadar. Fakat yaklaşık on yıldır görüşemediklerini, nerede olduğunu bilmediğini anlatıp dururdu.
Kaderde neler var neler. Bir gün Mustafa telefon etti, bize gelmek istiyor, bayağı heyecan yaptık tabi. Bir gün Mustafa çıkageldi. Ben ilk defa görüyordum onu ama tuaf ki, onun yeri hazırmış bizim hayatimizda.
Bazen bir boşluk hissedersiniz neyin orayı dolduracağını bilmezsiniz. Zamani gelince kainat onu size gönderir; bu aslında bir armağandır.
Ruhunuzdaki boşluğu doldurur, işte Mustafa bizim hediyemizdi. Malesef oda kayınvalidesini bu hastalıktan kaybetmiş. Hayatta acı görmemiş insan yoktur. Önemli olan onu nasıl taşıdığın, bunuda paylaşımla öğrenirsin. İşte Mustafa bizim hayatımızda böyle bir yere oturdu.