Ben mi zamanı harcadım, yoksa zaman mi beni harcadı diye düşünürken, şöyle bir karara vardım: kırkına kadar bazen bilinçli, çoğu zaman bilinçsizce zamanı harcamışım. Kırkından sonra, sıra zamana gelmiş. O, bütün acımasızlığıyla beni harcıyor şimdi! Üç ay sonra, dört yıl bitecek. Sabır, Allah’ın kullarına bahşettiği önemli erdemlerden biri. Sanıyorum, bu artık ikimizde de tükenmek üzere!
Birinci Sayfa:
Herkese mahrem yerlerimi açıp “yıka” demekten usandım, tuvalette dakikalarca beklemekten, yataktan kalkabilmek için uzun uzanmaktan, her gün aynı şeyi yemekten, kendimi ifade edememekten, anlaşılmadığım için keçi olarak adlandırılmaktan, herkese yük olmaktan usandım. Yatakta dönemediğim için, hep sağ yanım üzerinde uyuyorum. Bu yüzden omzumda açılmalar başladı. Sinan ilaç sürüp, özel bantlar yapıştırıyor iyileşmesi için. Kalçamda henüz açılma yok ama tarifi olmayan ağrım var. Sırtımdaki kaslarım eridiği için, her tuvalete gittiğimde Sinan sırtıma havlu koyuyor, omurgam morarmasın diye. Yaklaşık yedi aydır hastalıktan dolayı salyalarım akıyor; 24 saat boyunca her beş on dakikada bir ağzıma kâğıt havlu koyuyoruz; dilim, dudağım, ağzımın kenarları yara oldu. Bunun için doktor kulağın arkasına yapıştırılan bir peç verdi ama yan etkisi bana biraz ağır geliyor; ağzımda zehir gibi bir tattan bayılacak gibi oluyorum. Bunun ne kadar yorucu ve bıktırıcı olduğunu kimse hayal edemez, ama yapacak bir şey yok. Haftada bir gün serum alıyorum; iğnelerin yeri morardı. Sesim hiç çıkmıyor; kendim bile kendi sesimi duymuyorum. Kapı önünde otururken bazen sinekler koluma, bacağıma konuyorlar. Onları kovamıyorum; kollarım sanki birer beton kalıbı; oynatmak mümkün değil. Bunlar da henüz iyi günlerim. Daha mideme beslenme tüpü, boğazıma oksijen tüpü takılacak.
Ey Alemlerin Rabbi, yaşadıklarım için isyan etmiyorum… ;biliyorum, ne gelirse sendendir, ben sadece test içinde test olan hayat dediğimiz bu oyundan çok yoruldum; sıtkım sıyrıldı yaşamdan; kendime zavallı diyemiyorum, çünkü sen önce nuru, sonra ruhu, sonra aklı, daha sonrada Ol’u yaratmışın; bunların ikisini, ruhu ve aklı insana vermişin. Bu yüzden kendime zavallı demek istemiyorum. Ama öyleyim!
İkinci Sayfa:
İkinci sayfa daha acı. Birinin hayatı nasıl mahvedilir?
Özür diliyorum Sinan’cığım, benim yüzümden böyle acılar yaşamak zorunda kaldığın için…
Bütün hayatın, alt üst oldu.
Not: Bu yazı Eylul 2012 de yazılmıstır.