Yaz gelmişti her gün otobüsler dolusu insan ormana dolaşmaya geliyordu. Tüm uyarı yazılarına rağmen etrafa kağıtlar atılıyor, boş plastik su şişeleri ağac diplerine bırakılıyor ve yemek artıklarını hayvanlar yesin diye sağa sola atıyorlardı. Ormanda yaşayan herkes bu durumdan şikayetciydi. Durumu yazılı olarak Aslana bildirdiler. Aslan kargaları çağırdı dediki: “Herkese haber verin yarın saat beş’de büyük salonda toplantı var”.
Ertesi gün toplantıda Aslan görev dağılımı belirledi. Kirpi dikenleriyle kağitları toplayacak, Kanguru’da onları çantasında taşıyıp çöp bidonlarına atacaktı. Rakunlar, yiyecek artıklarını temizlerken Maymunlarda boş şişeleri toplayıp taşıyacaktı. Zurafalar aşağiya uzamiş geçmeyi zorlaştıran dalları budayacaklardı. Aslan otlar çok büyümüş Filler, Gergedanlar ve Zebralar onlari kessinler dedi. Deve Kuşu ve Tavşan eşer bir kaza olursa ilk yardım için dolaşacaklardı. Ördek ve Geyiklerde çocuklara bakacaklardı.
Yasli Kurt dediki: “Neden insanlar uyarıları okumuyorlar?” Aslan dediki: “Bakmak değil görmek lazim. Görmekte yetmez, anlamak gerek, anlamak için çok okumak gerekir dedi ve herkes dağıldı.