Lavanta gözlerini açtı. Güzel bir gün olacak dedi. Ne güzeldi bahar. Etrafına bakındı herkes birşeylerle meşkuldü. Kuşlar, Sincaplar, Çicekler her şey güzeldi.
Lavanta, “ben buranın yerlisi sayılırım” dedi. Şöyle bir kendine baktı, büyümüştü. Büyüdükçe güzelleşmişti, çok güzel mis gibi kokan lila renkli çiçekleriyle herkes ona hayrandı.
Gecen yıl yanına dikilen Sarmaşık Gülü kıskanır gibi olmuştu. Sonradan onun daha küçük olduğunu anlayınca kıskaçlığı geçmişti. Karşıdaki pembe ve beyaz açmış elma ağaclarıyla sohbet ederken şaşırdı kaldi!
Hemen önüne üç kasa çiçek koydular. Ekilecek yerleri belirlediler ve yeni çiçekleri dikmeye başladılar. Lavantanın gözleri doldu, “yoksa artık beni sevmiyorlarmi?” diye düşündü. Çiçeklere baktı, çok genç ve güzeldi hepsi. Nasıl davracağıni bilemedi.
Biraz bekledi, dikme işleri bitti. Ev sahibi yanındakilere, “bu benim güzel Lavantam. Çok seviyorum kendisini, mis gibi kokuyor” dedi. Lavanta çok sevindi, aynı zamanda çokta utandı.
Hemen saçlarını düzeltti, herkesin duyabileceği bir sesle “Hepiniz hoş geldiniz. Yeni eviniz hayirli olsun, artık biz büyük bir aileyiz, beraber çok eğlenecegiz” dedi.